Bu nasıl iştir...

Evet sizi sorularla çok sıktığımın farkındayım alışkın değiliz kendimize soruların yöneltilmesine, belkide ertelemişizdir kendimize sorulacak soruları ahirete.

Ama bu dünyada kendine sorduğun soru kadarsın, kendine muhatap kıldığın soruların büyüklüğü kadar ruhunun cüssesi.

Kendi varlığına dair ne kadar kaliteli soru sorarsan, senin kaliteni de bu belirler. Kendi varlığına, ya bir sorun yoksa o zaman varlıksızsın, bir hiçsin, yoksun sadece bedenin var dünyada yer kaplayan. Tek yaşama arzun bedenin dünyada yer teşkil etmesi ve tüm çabalar bedenini muhafaza edebilmen. Aşkların, sevgilerin, arkadaşlıkların, mesleğin, ağlamaların, gülmelerin sadece bedenin için herşey ama herşeyin sadece bedenin için ne kadar da kişiliksiz olduk bir anda.

Neden?

 Bedeni için yaşayan adama neden sorurmaz. Çünkü vereceği cevap bellidir. Bedenim için.

Büyük sorulara muhatap değildir.

Nereden gelip nereye gideceğini bilmeyen insan ve nere de olduğunu unutan nerede, nasıl yapacağını çözümlemekte aciz ve son soru olarak pekiştirme görevi gören niçin sorusuyla tamamlayamayan insan varlık icerisinde bir yer kaplamasında bir anlamı yoktur ve büyük varlık dairesinde ayrılan yerine ihanet ediyordur.

İhanet ?

İşleyişe ters davranmak, düzeni bozmak, nizamı alt üst etmek...

Tek bir insanın düşmesi, bir başka yerde nizamın bozulması. Bağlantıya bak. Ne için? Sen kendine soru sormadığın için.

Nizam. Nizam zaten kururmuştur en başta. Soruya muhatap olacak varlıklar bir kenara ayrırmıstır soruya muhatap olmayacak varlıklar bir tarafa ayrırmıstır. Biz karşı tarafa geçersek bu nizam bozulur.

...